Page 23 - lbu orijinal
P. 23
Mevlâna Türk bir ṣahıstır ama
dönemindeki sarayda yazışma dili Farsça
olduğu için genellikle Farsça eserleri
vermiştir. Ayrıca İbranice, Rusça ve
Arapça da bilmekte olup oldukça geniş bir
kültüre sahiptir.
Başlıca eserlerinden örnek vermek PANELİST
gerekirse Mektubât, Divan,Mecalis'i Sab'a,
Fihi ma fih ve Mesnevi verilebilir.
Kelime anlamı mektuplar olan
Mektubat adlı eser Mevlâna’nın
emir,vezir,dost ve akrabalarına yazmış
olduğu eserlerin bir araya getirilmesiyle
oluşturulmuştur.
Divan-ı Kebir yani büyük divan da ise
Mevlâna'nın çeşitli konulardaki bütün HATİCE
şiirleri yer alır
Mevlâna’nın 7 öğüdünün toplandığı
eser ise Mecalis’i Sab’a dır. CİNGÖZ
Fihi ma fih adlı eser ise Mevlâna’nın
çeşitli ortamlardaki konuşma ve
sohbetlerinden ayrıca kendisine sorulan
sorulara verdiĝi cevaplardan
oluşturulmuştur.
Ben bugün Mevlâna'nın en önemli eseri
sayılabilecek olan Mesnevi'si hakkında
konuşacağım.
Mesnevi, aruz ölçüsünün “fa’ilatün fa’ilatün fa’ilün” kalıbıyla yazılmış olup 6 cilt
25618 beyittir. Mevlâna’nın sırdaşı olan Hüsamettin Çelebi'nin tavsiyesi üzerine
yazılmış olup kâtibi yine Hüsamettin Çelebi’dir. Mevleviliğin halk tarafından
sevilmesinde çok büyük bir önemi vardır. Ismail Ankaravi, Sarı Abdullah Efendi ve
Abidin Paşa tarafından ayrı ayrı açıklanmıştır. Çeşitli yabancı dillere de çevrilmiştir.
Ingilizce ve Almanca tam çevirisi olup Batılı okurları da etkilemiştir.
İçeriğinden bahsetmek gerekirse Vahdet-i Vücut yani “Varlıkta Birlik” anlayışını
birtakım kurmaca veya gerçek hikâyelerden hareketle anlatmaya çalışan didaktik bir
eserdir. Bu esere Mevlâna tarafından Mesnevi adının verilmesi de buradan gelir.
Mevlâna’nın tasavvuf anlayışı olan vahdet-i vücut anlayışında da iyi kötü, güzel çirkin
vb. bir arada bulunur ve çirkini de güzelin yarattığı düşünülür.
21