Page 32 - lbu orijinal
P. 32
İklim değişikliği konusunda çok sayıda devlet sorumluluk üstlenmiştir ama başta
Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere kimi devletler bu sorumluluğu almaktan sürekli
olarak kaçmaktadırlar. Oysa uluslararası çevre sözleşmelerinde “ortak fakat
farklılaştırılmış sorumluluk” adı altında, kirletici etkileri fazla olan ülkelerin sorumluluk
paylarının büyük olması gerektiği vurgulanmıştır. 1972’ de Stockholm Dünya Çevre
Konferansı’na katılan Güney Amerikalı diplomat çevre sorunlarının temelini oluşturan
kirlenmenin iki türlü olduğunu gelişmiş ülkelerde “bolluktan doğan bir kirlenme”
olmasına karşılık geri kalmış ülkelerde de “yoksulluktan doğan bir kirlenme” olduğunu
vurgulamıştır.
1987 yılında “Ortak Geleceğimiz” başlıklı raporda anlatımını bulan “sürdürüleb
Toprak kirliliği insan faaliyetleri sonucunda toprağın fiziksel ve kimyasal yapısınınilirlik”
kavramını, bu rapordan 70 yıl kadar önce gerçek devlet adamı Ulu Önder Mustafa
bozulmasıdır. Toprakta kullanılan yanlış tarım teknikleri, zehirli maddelerin toprağa Kemal
bırakılması kirliliğin en büyük sebeplerindendir. Ülkemizde toprak erozyonu dünya yalnız
Atatürk şu sözleriyle dile getirmiştir: İnsanlar, yaşadıkları topraklar üzerinde
ortalamasının çok üstündedir. Bu yüzden gerekli önlemleri almak gerekir. Topraküzerinde
mülkiyet hakkının sahibi olarak yaşamazlar; bu toprakları kullanırken onlar
gelecek kuşakların da kullanma ve yararlanma hakkı bulunduğu asla unutmamalıdırlar.
temizliği için toprağın içindeki kirletici maddelerin yakılması gibi önlemler alınabilir.
Sonuç olarak toplumsal maliyeti çok yüksek bir kentleşme ile karşı karşıyayız. Çözüm:
Gürültü kirliliği insanların hayatlarını önemli boyutta etkileyen bir kirlilik türüdür.
kentleşme, çevre ve yurttaşlık kültürüne sahip, etik değerlere saygılı bireylerden ve
Gürültü kirliliği toplumun kültürüne ve sahip olduğu teknolojiye göre değişir. Türkiye’de
yöneticilerden oluşan bir hukuk toplumu olmamıza bağlıdır. Bu beklenti çabucak
düzenleme konusu olan gürültü kaynaklarının başında motorlu aletler, araçlar
gerçekleşebilecek bir durum değildir elbette.Yaygın ve örgün eğitim kurumlarının yakın
gelmektedir. Ülkemizde gürültü kirliliğinin önlenmesi amacıyla Çevre Kanunu’nda önemli
desteğine ve ilgisine bağlıdır.
yetkilerden bahsedilmektedir.
30
1