Page 8 - lbu orijinal
P. 8
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Büyük Millet Meclisinin üçüncü toplantı yılını açarken
yaptığı konuşmada “Hukuki ailede takip edeceğimiz yol açan medeniyet yoludur. Hukuktaki hurafeler
ancak milleti uyanmaktan meneden büyük bir kâbustur. Türk milleti, üzerinde kâbus bulunduramaz”
diyordu.
Atatürk devrimlerinin önemli ve kurucu bölümünü Türk hukuk devrimi oluşturmaktadır. Türk hukuk
devrimi niteliği gereği, diğer devrimlerin yapılabilmesi ve yapılan devrimlerin korunmasını sağlaması
açısından gerçekleştirilen devrimler arasında farklı bir yere sahiptir. Atatürk’ün gerçekleştirdiği hukuk
devriminde hukuk; bütün sosyal değişme hareketlerinin güvencesi, teminatı olarak kullanılmıştır.
1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi. 1924 Anayasası Tevhid-i Tedrisat Kanunu birbirini takip etti. Kız
erkek tüm çocuklar bir arada ve her alanda çağdaş eğitim hakkı geldi. Osmanlı hukuk alanında Batı’yı
örnek almış olsa da tam olarak gerçekleştirememişti. Ancak Türkiye Cumhuriyeti laiklik ilkesini
benimseyerek bu alandaki çelişkiden sıyrıldı. Atatürk’ün hukuk devriminin kuşkusuz en önemli yanı
temel laik hukuk kurallarının kabul edilmiş olmasıdır.
Kapitülasyonlar kapatılarak çeşitli Batı ülkelerinden kanunlar örnek alındı. Kanunlarımızın Batı’dan
örnek alınmış olması Batı’ya karşı duyulan hayranlık sonucu değildi. Artık “ulusal” sıfatını kazanan
bağımsızlığımızı ancak çağdaş bir hukuk düzeniyle koruyabilirdik. Yeni Medeni Kanun ile birçok
alanda yenileşmeye gidilmişti. Ülkemizde yaşayan gayrimüslimler de dinî düşüncelerini soyutlayarak
Medeni Kanun’un kapsamına girmek istemişlerdir bu hukuk alanında büyük bir zaferdir çünkü ileriki
dönemlerde geçmişte yaşadığımız sorunlar bir daha yaşanmamak üzere kapanmıştır. Ailevi konularda
kadın erkek eşitliği ve tek eşlilik modern hayata uygun şekilde düzenlenmişti.
Aynı zamanda kadınlar seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesindeki kadınlardan daha önce
elde etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal, ekonomik bağımsızlığının yanı sıra yargısal bağımsızlığa da
kavuşmuş ve egemen bir devletin en doğal hakkı olan yargı gücü de hukuk devrimi ile kazanılmıştır. Bu
hukuk sistemi bize demokratik cumhuriyet sistemini getirdi. Atatürk “milletlerin yargı hakkı
bağımsızlıklarının birinci şartıdır. Adalet kuvveti bağımsız olmayan milletinin devlet olarak varlığı kabul
olunamaz” demiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuk devrimi olarak nitelenebilecek kanunlaştırma hareketi, ağırlıklı olarak
1926 yılından başlayarak 1930 yılına kadar süren zaman dilimi içerisinde gerçekleştirilmiştir.
6