Page 12 - lbu orijinal
P. 12

Bu Kanun’dan sonra eğitim alanında yapılan değişikliklerden bir diğeri ise eğitimin halkın
        her  ferdine  eşit  olarak  verilebilmesi  için  yürürlüğe  konulan  harf  inkılabıdır.  Mustafa  Kemal
        Atatürk  harf  inkılabını  millîleşme  ve  çağdaşlaşmak  için  en  önemli  yollardan  biri  olarak
        görmüştür ve bu görüşünü birçok yerde dile getirmekten çekinmemiştir. Hatta bu konudaki
        düşüncelerini şu şeklide ifade etmiştir: "Büyük Türk milleti cahillikten, az emekle, kısa yoldan
        ancak kendi güzel ve asil diline kolay uyan bir vasıta ile sıyrılabilir. Bu okuma yazma anahtarı,
        ancak  Latin  esasından  alınan  Türk  alfabesidir.”  Atatürk,  9  Ağustos  1928’de  yapılan  bir
        toplantıda harf inkılabının resmen başladığı duyurmuştur. Bu tarihten itibaren resmî ve özel
        fark  etmeksizin  bütün  Türkçe  gazeteler  yeni  Türk  harfleriyle  çıkmaya  başlamıştır.  Bundan
        sonraki çalışma ise okul dışında kalmış genç ve yaşlıların eğitimini kapsayan, ülkede var olan
        her  imkânın  halkın  eğitimine  yönlendiren  Millet  Mekteplerinin  kurulmasıyla  olmuştur.  Önce
        halka  okuma  yazma  öğretmek  için  kurulan  mektepler  sonrasında  yaşamak  için  lazım  olan
        diğer  bilgileri  de  öğretmeye  başlamıştır  ve  kısa  zamanda  çok  sayıda  mezun  vermeyi
        başarmıştır.  Millet  Mektepleriyle  eş  zamanda  açılan  Halkodaları,  Halkevleri  ve  Türk
        Ocaklarında da okuma yazma kursları düzenlemiştir. Ayrıca Atatürk, Türk toplumunun daha
        ileri  gidebilmesi  için  toplumun  her  kesiminin  asgari  miktarda  da  olsa  eğitim  görmesi
        gerektiğini  ve  yanı  sıra  bunun  kadın  ve  erkek  fark  etmeksizin  eşit  şartlar  altında  olması
        gerektiğini de açık bir şekilde ifade etmiştir. Ata’mızın üzerinde durduğu bir başka durum ise
        eğitimde  fırsat  eşitliğidir.  Kısacası  eğitimde,    genç-  yaşlı,  zengin-fakir,  şehirli-köylü  ve  kız-
        erkek ayrımı fark etmeksizin herkes eşittir ve aynı fırsatlardan yararlanma hakkına sahiptir.




















           Bu hakların korunması ve toplumdaki eğitim şartlarının eşit olması için Atatürk öğretmenlere
        büyük sorumluluk ve önem yüklemiştir, bunu da şu sözleriyle belirtmiştir: "Öğretmene ülkenin
        en ağır yükünü yükledik, ona en ağır sorumluluğu verdik. Türk milletinin geleceğini emanet
        ettik.  Bu  vazifeyi  kendine  hem  bir  meslek  hem  de  bir  ideal  sayacak  öğretmenler  tarafından
        yapılmasını  sağlamak  için  biz  de  bu  meslekle  ilgili  istek  ve  ihtiyaçları  diğer  bütün
        mesleklerden  önce  sağlamalı  ve  öncelik  sırasını  bu  mesleğe  vermeliyiz.  Bu  mesleği  refah
        seviyesi  yüksek  bir  meslek  haline  getirmeli,  güvence  altına  almalı,  saygı  değer  mevkiine
        oturtmalıyız. Bizlerin yapacağı bu fedakârlık onların yaptıklarının yanında bir hiçtir."
               1923-1924 öğretim yılında Türkiye’de ortaöğretim; ortaokul, lise ve ilk öğretmen okullarını
        kapsıyordu.  Bu  tarihte  Türkiye’de  72  ortaokul  vardı.  Bunlarda  796  öğretmen  görev  yapıyor,
        5.905  öğrenci  öğrenim  görüyordu.  1937-1938  öğretim  yılında  okul  sayısı  140’a,  öğretmen
        sayısı 2.840’a ve öğrenci sayısı 74.107’ye çıkmıştı. Görüldüğü gibi ortaokullarda öğrenci sayısı
        12,5  kat  artmıştı.  Bu  artışta  lise  ve  öğretmen  okullarının  orta  kısımlarının  öğrencilerinin  bu
        okullara aktarılması önemli rol oynamıştı. Lise sayısı ise 23’ten 68’e çıkmıştı. Aynı dönemde
        öğretmen  sayısı  513’ten  1.164’e,  öğrenci  sayısı  da  1.241’den  21.000’e  yükselmişti.  Bu
        dönemde ortaöğretime öğretmen yetiştirme alanında kayda değer bir gelişme yaşandı. John
        Dewey’in tavsiyesi üzerine ortaokullara öğretmen yetiştirmek üzere Gazi Orta Muallim Mektebi
        ve  Terbiye  Enstitüsü  açıldı.  Napoleon  Bonaparte’ın  Fransa’da  kurduğu  ulusal  öğretmen
        yetiştirme  sistemi  örnek  alınarak  bu  okula  diğer  öğretmen  okullarına  öğretmen  ve  müfettiş
                                                          10
        yetiştirme görevi verildi.
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17